Öncelikle hamile kalmak için vücudunun birtakım hazırlıklardan geçmesi gerekiyor. Hamile kalmak için ilk şart, adet döngüsünü hesaplamaktan geçiyor. Bazı kadınların adet döngüsü daha kısayken bazılarınınki daha uzun olabiliyor. 25 ila 35 günü bulabilen bu döngü, sağlıklı bir kadın bedeninde ortalama olarak 28 gün sürüyor.
Adet döngüsü bazı kadınlarda hayat boyu düzensiz olabiliyor. Bu nedenle gebe kalmak için adet döngünün ortalama kaç gün sürdüğünü bilmen gerek.
Yaklaşık 40 hafta süren hamileliğin oluşumunda pek çok faktör rol oynar. Bunların başında, doğru zamanda korunmasız olarak cinsel ilişkiye girmek gelir. Erkekler, her an üremeye hazır olsa da, kadın fizyolojisinde işler biraz daha karmaşıktır. Kadınlarda adet dönemi, üreme döneminin devam ettiğini gösterse de belirli bir yumurta sayısıyla dünyaya gelen ve bu rezervle yaşamını sürdüren kadınlarda yaş ilerledikçe, gebe kalma şansı da azalır. Regl ya da adet kanaması, her ay döngüler halinde gerçekleşirken kadın vücudu da sürekli olarak olası bir gebeliğe karşı kendini yeniler. Öncelikli olarak gebeliğin sağlanabilmesi için kadının, her 21 ila 35 günde bir ya da farklı bir deyişle ortalama her 28 günde bir adet görmesi gerekir. Bu zaman dilimi her kadında farklılık gösterse de gebe kalmak isteyen kişilerin, menstrüasyon döngüsü olarak da tanımlanan adet döngüsünü takvim üzerinde takip etmesi önemlidir. Sağlıklı bir adet döngüsü için kadın fizyolojisinde, vajina, rahim, yumurtalıklar ve beyinden oluşan dört ayrı sistemin sağlıklı ve birbiriyle uyum içinde çalışması gerekir. Adet döngüsü beyinde başlar. Beyinde yer alan hipotalamus, yine beyinde yer alan ve bir endokrin bezi olan hipofiz bezini uyarır. Hipofiz bezi LH (luteinizing hormon) ve FSH (follicule stimulating hormon) hormonlarını salgılar. Kan dolaşımına karışan bu hormonlar yumurtalıklara ulaşır. Yumurtalıklarda yer alan yumurta folikülleri uyarılır ve böylece yumurtalık rezervinde bulunan yumurtaların bir kısmı olgunlaşma sürecine girer. Yumurtalar olgunlaştığında içinde bulundukları folikülleri ya da farklı bir deyişle kesecikleri çatlatır. Yumurta, rahim ve yumurtalık arasındaki boru şeklinde olan fallop tüplerine bırakılır. Bu sırada yumurta folikülü östrojen hormon salınıma başlar. Yumurta, fallop tüplerinden yavaş yavaş rahme ilerlerken, folikülün salgıladığı östrojen, rahim duvarının (endometrium) kalınlaşmasını sağlar. Bu kalınlaşma, yumurtanın döllenmesi durumunda oluşacak olan embriyonun, rahme tutunmasını sağlar. Östrojen hormonu, erkek üreme hücresi spermin vajinadan girdikten sonra rahimden yukarı, fallop tüplerine hızla yüzmesine ve fallop tüplerinde uzun süre yaşamasına olanak tanır. Fallop tüplerine atılan olgunlaşmış ve döllenmeye hazır olan yumurta, yalnızca 24 saat kadar canlı kalabilir. Erkek üreme hücresi sperm ise kadın vücudunda yaklaşık olarak 4-5 gün canlı kalabilir. Dolayısıyla yumurtlamanın gerçekleştiği günden önce girilen cinsel ilişki sayesinde de döllenme olabilir. Hamileliğin oluşabilmesi için kadının yumurtlama zamanını bilmesi son derece önemlidir. Her 28 günde bir adet gören kadının yumurtladığı gün çoğunlukla 14. gündür. Ancak yumurtlama 12 ila 18. günler arasında da gerçekleşebilir. 35 günde bir adet gören kadınlarda ise yumurtlama 19 ila 25. günler arasında gerçekleşir. Hipofiz bezinden salınan LH hormonu, yumurta olgunlaştıktan sonra fallop tüplerinden aşağı inene kadar yükselir. Normal şartlarda LH hormonu en üst seviyeye geldikten, yaklaşık 24 ila 36 saat sonra yumurtlama gerçekleşir. Hamile kalmak isteyenlerin bu dönemde düzenli olarak cinsel ilişkiye girmesi, gebelik şansını arttırır. Bu yüzden adet dönemini takvim üzerine işaretleyerek takip etmek önemlidir. Eczanelerde satılan LH hormonunun seviyesini ölçmeye yarayan yumurtlama dönemi testleri, yumurtlama döneminin anlaşılmasına yardımcı olabilir.
Hamile Kalma Yöntemleri
Bir ayda, çocuk sahibi olmak isteyen her 100 çiftten yalnızca 20’si başarıya ulaşır. 2 yıl boyunca çocuk sahibi olmak isteyenlerin ise %95’i gebelik sağlayabilir. Gebeliğin sağlanabilmesi için kadının, yumurtlama zamanını bilmesi, dolayısıyla adet döngüsünü takip etmesi önemlidir. Ayrıca gebeliğe engel olabilecek, tiroit hastalığı, polikistik over sendromu, diyabet, endometriozis gibi rahatsızlıkların önceden fark edilmesi ve tedavi edilmesi için hekim kontrolüne gidilmesi önerilir. Zihinsel ve fiziksel olarak sağlıklı olmak, gebelik için olmazsa olmazlar arasında yer alır. Obezite ve stres gebeliğin önünde duran büyük engellerdir. Bu yüzden fazla kilolardan kurtulmak, stresle başa çıkmanın yollarını bulmak ya da stres yaratan ögeleri hayattan çıkarmak da önemlidir. Tüp bebek denenmesine rağmen gebe kalamayanların, bebek sahibi olmaktan vazgeçtikten sonra gebe kalması az rastlanan bir durum değildir. Bu yüzden cinsel ilişki sırasında gebelik stresine girmemek, olayı akışına bırakmak da gebelik şansını arttırabilir. Cinsel ilişki sırasında kayganlaştırıcı krem, yağ ve diğer kozmetik ürünler, spermlere zarar verebilir. Çocuk sahibi olmak isteyen kişilerin bu ürünlerden uzak durması önemlidir. Düzenli olarak egzersiz yapmak, kişinin ideal vücut kitle indeksine ulaşmasını sağlarken, stres seviyesinin azaltılmasında etkilidir. Folik asit, kalsiyum ve demir gibi vitaminlerin takviye edilmesinin yanı sıra sağlıklı ve dengeli beslenmek gerekir. Uyarıcı etkisi bulunan sigara, alkol, kafein kullanımı gebeliğin oluşumunu engelleyebilir. Baba olmak isteyen erkeklerin de bu tavsiyelere uyması, gebelik şansını arttırır. Ayrıca erkeklerin dar, kalın iç çamaşırı giymesi, sıcak suyla yıkanması da gebeliğin oluşmasını engelleyen etkenler arasında yer alır.
Hamile Kalma Pozisyonu
Çocuk sahibi olmak isteyenlerin sağlıklı bir yaşam seçmesi önemlidir. Hem erkeğin hem de kadının zihinsel ve fiziksel olarak sağlıklı olması, gebelik stresiyle ilişkiye girmemesi, gebelik oluşumunu kolaylaştırır. Kadının, adet döngüsünü ve yumurtlama dönemini takip etmesi, cinsel ilişki için en doğru zamanın belirlenmesi açısından önemlidir. Cinsel ilişkiye hangi pozisyonda girildiği önemli olmasa da, ilişkiye girdikten kısa bir süre sonra sırt üstü yatmak, gebelik şansını arttırabilir. Bazı araştırmalarda, cinsel ilişkinin ardından bel bölgesinin altına yastık koyulmasının, spermlerin fallop tüplerine yüzmesini kolaylaştırdığı görülmüştür. Gebeliğin sağlanması için ay boyunca her gün cinsel ilişkiye girilmesi, sperm sayısını ve niteliğini düşürdüğü için önerilmez. Bunun yerine çiftler, belirli aralıklarla, düzenli olarak cinsel ilişkiye girmeli ve yumurtlama dönemini kaçırmamalıdır. Düzenli olarak kullanılan bazı ilaçlar da gebeliğin oluşumunu engelleyebilir. Gebelik planlayan kişilerin, kullandıkları ilaçları değiştirmesi ya da dozunu değiştirmesi gerekebilir. Bu yüzden kullanılan ilaçların gebelik üzerinde etkisi olup olmadığı konusu doktora danışılmalıdır. Ancak ilaç kullanımı asla hekimden görüş almadan bırakılmamalıdır.
1 yıl süreyle düzenli ve korumasız olarak cinsel ilişkiye girilmesine rağmen gebelik sağlanamıyorsa, mutlaka uzman bir hekime başvurulmalı ve gerekli sağlık taramaları yaptırılmalıdır. Kyn.Medicalpark