Ana Sayfa / Diğer / Ülkeler / Osmaniye Ne Zaman İl Oldu?

Osmaniye Ne Zaman İl Oldu?

Harika
Mükemmel
Muhteşem
Fena Değil
Beğenmedim

User Rating: 4.7 ( 2 votes)

3 Kasım 1996 tarihinde yapılan yöresel idareler ara seçimleri öncesinde, il olması gündeme gelmiş, TBMM’ de 23 Ekim 1996 tarihinde meydana getirilen oylamada il olması karara bağlanmış, 28.10.1996 gün ve 22801 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 24.10.1996 gün ve 4200 sayılı kanun ile yine il olmuştur.

Osmaniye Tarihçesi:

Çukurova’nın doğusunda yer edinen Osmaniye ilimiz, binlerce yıl yerleşim görmüştür.Buraların tarihi, malum en eski dönemlere kadar uzanmaktadır.Osmaniye ilinin tarihini yazmak için iki farklı tarihsel süreç incelenmelidir. Osmaniye şehir tarihi ve Osmaniye ili sınırları içinde kalan bölgenin tarihi olarak, iki farklı tarihçe vardır.
Osmaniye’nin kent tarihinden önce, bölge tarihini incelemeliyiz. İlk çağlardan itibaren Hitit, Asur, Pers, Grek, Roma, Bizans gibi devletler ile bazı kavimlerin yaşayışlarına sahne olmuştur. Daha sonrasında Emevi ve Abbasilerin yaşadığı bu topraklara, Türklerin Anadolu’yu fetih edilmesi ile 1080 yıllardan itibaren Türk aşiretleri gelmiştir.12 yy. Başlarından itibaren bölge Türk yurdudur.
Aslantaş Baraj gölü altında kalan Domuztepe’nin güney ve batı yamaçlarında Neolitik, Kalkolitik, Tunç ve Demir çağlarına ait yerleşimler ortaya çıkarılmıştır.Kadirli ilçesinde bulunan Topraktepe höyük, Taşlı höyük, İspir höyük, Tırmıl höyük ve Cevdetiye beldesinde Karataşlı höyük bulunmaktadır. Yapılacak araştırmalarda bu kadar verimli toprak ve sulak alanların olduğu bölgede, çok sayıda höyük, gün yüzüne çıkmayı beklemektedir.
Akad Kralı Sargon ( M.Ö. 2340 – 2284 ) tarihsel içerikli yazıtlarında Amanus ve Toros Dağlarına, doğrusu Anadolu’nun güneydoğu sınırlarına geldiğinden söz eder.
Sargon’dan sonra bir başka Akad kralı olan Naramsin ( M.Ö. 2260 – 2223 ) de, yazıtlarında Anadolu sınırlarına kadar varan askeri seferler meydana getirdiğinı anlatmaktadır. Boğazköy Naramsin Tabletlerinde “Sedir Ağacı (Amanos) kralı İskuppu” adı geçer.
M.Ö 3. Bin yılı Mezopotamya kaynaklarında “Amanum”, Hitit imparatorluk devri tabletlerinde “Amana”, M.Ö. 4 – 7 yy. Asur yazıtların da “Hamanu”, Klasik çağ kaynaklarında “Maurun Oros”, Haçlılar devrine ilişik batı kaynaklarında “ Montana Migra”, İslam devri kaynaklarında ise “ Cebel’ül lukkam” olarak kaydedilen bölge; halkın Gavur dağları söylediği, coğrafyacıların adlandırması ile Amanos’lardır.
Gökçedam köyü, Hemite kalesinin 500 m güneyindeki kayalıklara işlenmiş Kral kabartması ve Babaoğlan kalesinin 300 m. Uzağındaki tepede şaha kalkmış at üzerindeki birey ve onun karşısında yakarış eder vaziyetteki fert betimlemeleri, Hitit kral kabartmalarına benzemektedir. Hitit yazılı kaynaklarında bu bölge kralları ve halkından sıklıkla söz edilir.
Geç Hitit kent Krallarından Asativata ( M.Ö. 8 yy.) Karatepe’de bir sınır kalesi kurmuştur.M.Ö. V. Ve IV yy. Anadolu’ya egemen olan Persler, Çukurova’nın doğusuna da egemendiler.M.Ö. IV. Yy. Sonu ve M.Ö. I yy. Ortaları içinde bölgede hakim güç Seleukoslardır.M.Ö. 333’de Büyük İmparator İskender IV. Dariusu Dörtyol ovasında yenmiştir. Kaya mezarları, nekropol alanları, Kalelerin bazılarının temellerindeki taş araç-gereç ve duvar işçiliği ile ortaya çıkan mimari öge kalıntıları Helenistik dönemde de buraların yerleşim gördüğünü gösterir.
Amanos Kilikya’sında Prokonsüllük yapmış olan, meşhur hatip ve devlet adamı Çiçero’nun M.S. 51’ de yazdığı mektupta da Amanos’lardan bahsedilmektedir.Roma İmparatoru Mark Antony ( M.Ö. 39 – 31 ) tarafından yerel kral seçilen Tarkandimotos’un kurduğu ve başkent yaptığı Hierapolis-Kastabala kenti ile, Kadirli ilçesinin üzerine kurulduğu Flaviopolis kenti Roma dönemi eserlerindendir.
M.S. 260 yılında bölgeyi Sasani Kralı I. Şapur eline geçirmiştir. M.S. 380 senesinde Roma’ya başkaldıran Isaurialı Balbinos’un kontrolüne geçmiştir.
524 yılındaki depremde tüm Kilikya kentleri tahribata uğramıştır. 561 senesinde İmparator Justinianus zamanında ikinci bir zelzele Kilikya’da ki tüm kentleri yerle bir etmiştir. Bunun arkasından çıkan veba salgını kentlerde ve kırsal alanda büyük can kaybına yol açmıştır.
M.S. 7 yy.Dan itibaren Anadolu’yu Arap devletlerinin elde etme tutkusu oluşmuştur. Bu dönemlerde Avrupa’dan gelen tamamı farklı milletlerden, ama, Hırıstiyan olan Haçlılar ile, Emevi, Abbasi ve Türkler arasında bu bölgede büyük cenklar yaşanmıştır. Abbasi Halifesi Harun Reşit döneminde bölgedeki önemli kale ve yerleşim yerleri yine yapmış oldurılmış ve onarılmıştır.
Selçuklular zamanında Anadolu’ya gelen Türklerden bir kısmı Adana ovasına inmiş ve daha sonra Haraz mevkiinde ilk kez köy olarak Osmaniye’yi kurmuşlardır.
M.S. XI ve XII yy. Da bölgeye bir dönem Haçlılar hakim olmuştur. M.S. XIV yy adım atarına kadar yerel Ermeni kralları bölgede yargı süre gelmiştir.
M.S. 1332’den sonra bölge tamamen Memlüklerin denetimündedir. 1352’de Ramazanoğulları beyliğinin, 1517’den sonra da Osmanlı devletinin yönetimine geçmiştir. Buralara hakim olan aşiret beylikleri, sancak halinde teşkilatlandırılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman devrinde ise bu sancak, Üzeyirli adıyla önce Zülkadriye eyaletine, sonraları da Halep eyaletine bağlanmıştır.
19 yy. Başında Kavalalı Mehmet paşa bu yöreyi eline geçirmişse de, 1840’da Kütahya Anlaşmasıyla yeniden Osmanlılara geri verilmiş ve Adana eyaletine bağlanmıştır. Osmaniye’nin şehir tarihçesi 1865’ten sonrasında adım atar.
Merkezi yönetimin otoritesini kurmak, seyyah halde bulunan, merkezi hükümeti tanımayan, vergi ve asker vermeyen aşiretleri iskan ederek, disiplin altına almak için 1865 de Fırka-ı İslahiye adlı bir askeri kuvvet oluşturulmuştur. Cevdet Paşa vezir payesi ile bölgeye belirleme edilmiş ve fırka-i İslahiye onun emrine verilmiştir. O sırada Adana’ya bağlanan Payas sancağının merkezi 1877 ‘de Yarpuz’a nakledilmiş ve arazinin verimli olmasından ötürü de Gavur Dağına Cebel-i bolluk ( bereket dağları) adı verilmiştir. Payas ve Osmaniye kazaları da bu sancağa bağlanmıştır.2. Meşrutiyetin duyuruından sonra sancak merkezi Osmaniye’ye nakledilmiştir.

  1. Dünya savaşının sonunda yenilen Osmanlı Devletinin topraklarının bu kısmınü Fransızlar işgal etmiştir. İşgale direnen halk ve ağır kayıplar veren Fransızlar, Türkiye ile 20 Ekim 1921’de Ankara Antlaşmasını imzalayarak bölgeyi terk etmeye başlamışlardır. 7 Ocak 1922 ‘de Osmaniye’den çekilerek geldikleri benzer biçimde geri gitmişlerdir.
    Bu sebeple her yıl 7 Ocak Osmaniye’nin Düşman işgalinden Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır.Cebelibereket Sancağı, 1877 senesinde Gavur dağlarının asayişini sağlamak için kurulmuştur. 30 yıl Yarpuz’ da, 15 yıl da Osmaniye’de mevzuşlandırılmıştır. 1923’de Cumhuriyetin duyuruı ile Sancakların vilayete dönüştürülmesi nedeniyle “ Cebelibereket Vilayeti” adını almıştır. 1 Haziran 1933’de nedeni bilinmeyen tasarrufla ilçe haline getirilmiş ve Adana’ya bağlanmıştır.

Hakkında admin

Bu habere de bakabilirisiniz

Düzce Ne Zaman İl Oldu?

1999 senesinde 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerini yaşayan Düzce, 1’i yeni 7 ilçenin bağlanmasıyla …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir